Ver Zıt Anlamlısı

-e, -i Dayamak: “Duvara sırtını verip ver zıt anlamlısı çömeldi. Gözünü hamamcının geleceği yola çiviledi. -e, -i Kazandırmak, katmak: Tat, çeşni vermek.

-i Birlikte götürmek. ver zıt anlamlısı Zıt Anlamlı Kelimeler İçin Tıklayınız. -e, -i Tespit etmek: Randevu vermek. Ad vermek. Nesnesiz İçine sığmak: Bu kavanoz iki kilo bal alır. Bu salon bin kişi alır.

Disney Channel Cizgi Film

-e, -i Ondan bilmek, atfetmek: “Bilgin’in bu çekingen ver zıt anlamlısı tavırlarını kusurlu ve zayıf oluşuna verdi.

ver zıt anlamlısı -e, -i Bırakmak veya bağışlamak. Yardımcı fiil Kök veya gövdeleri sonuna -ı (-i, -u, -ü) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek tezlik bildiren birleşik fiiller oluşturur: alıvermek, dizivermek, yapıvermek, görüvermek.

1983 Dolar Kaç Tl

Terimler Sözlüğü ver zıt anlamlısı İçin Tıklayınız. -i, nesnesiz Sürükleyip götürmek: Öküzü sel aldı, harmanı yel aldı. -e, -i, argo Cinsel yönden kendisini kullandırmak. -e, -i Kızı, kadını biriyle evlendirmek: “Uzun Osman, Zeynep’le Süleyman’a, ikisini birbirine vereceğini söylediği zaman şaşmadılar.

-i Soldurmak: Güneş perdelerin rengini aldı. -e, ver zıt anlamlısı -i Örtmek, koymak: Paltosunu sırtına aldı. Nesnesiz Yutmak, kullanmak: İlaç almak. NOT : İki kelimenin (kökeni ne olursa olsun) anlamdaş, yakın anlamlı veya zıt anlamlı olabilmesi için aynı anlam özelliğini taşımaları gerekir. Zıt anlamlılık ile olumsuzluk birbiriyle karıştırılmamalıdır.

Makale Cümle Değiştirme Türkçe

Save my name, email, and ver zıt anlamlısı website in this browser for the next time I comment. -e, -i İçeri girmesini sağlamak: “Sevdiği delikanlıyı gece evine almış. ” – Necati Cumalı.

Intrabet Deneme Bonusu

Henüz ılmamış. ver zıt anlamlısı -e, -i Döndürmek, çevirmek, yöneltmek: “Arabanın burnunu en tenha kahvelerden birinin önünde rıhtıma verdiler. ” – Attila İlhan.

Vermek Kelimesinin Zıt (karşıt) anlamlısı Almak. -i Gidermek, yok etmek: İçine ver zıt anlamlısı biraz su koy, tuzunu alır. -i, -de Yol gitmek, mesafe katetmek: O yolu bir saatte alırsınız. Nesnesiz Ele geçirmek, fethetmek: “Fakat aldıkları yerlerin ahalisini Türkleştiremediklerinden bu büyüklük onların zayıf düşmelerine sebep olmuş. ” – Ömer Seyfettin. Nesnesiz İçeri sızmak, içine çekmek: Gemi su alıyor. -den Kısaltmak, eksiltmek: Ceketin boyundan almak.

-i Ödemek: “Haydi … arabaya atlayın… Köşkten parayı ver zıt anlamlısı verirler. ” – Peyami Safa.

3.Sınıf 4.Hafta Tüm Dersler Pekiştirme Etkinlikleri Ve Soru Çözümleri

–>Eylemlerde de durum aynıdır. Bir eylemin olumsuzu o ver zıt anlamlısı eylemin karşıtı sayılmaz. Nesnesiz Yolmak, koparmak: Kaş almak. -e, -i Sahip olmasını sağlamak. Birbiriyle çelişen özellikler barındıran yani anlam bakımından birbirinin karşıtı olan sözcüklere “Zıt Anlamlı Kelimeler” veya “Karşıt Anlamlı Kelimeler” denir.

-e, -i Herhangi bir şey ortaya çıkarmak, oluşturmak: “Kendisi de muhakkak artistlerden, güzel eser veren, güzel konuşan, hayalleri işlek adamlardan hoşlanıyor. ” – Refik Halit Karay. -e, -i Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek: “Geçenlerde bir derginin, ‘Eski ünlüler ne yapıyor?’ adlı bir röportajına verdiği cevapları okudum. ” – Haldun Taner.

-e, -i Ayırmak, harcamak: Emek vermek. Zaman vermek. -i Yer değiştirmek. Nesnesiz Başlamak: “Üsküdar’a gider iken aldı da ver zıt anlamlısı bir yağmur” – Halk türküsü.

Hind Bint Utbe

Nesnesiz Erkek, kadınla evlenmek: “O sırada aldığı kadının babasının birçok yardımını ver zıt anlamlısı görmüştü. ” – Memduh Şevket Esendal. Nesnesiz, -den Kazanç sağlamak: Bir pantolondan beş yüz lira alıyorlar.